Yrd. Doç. Dr. Fatoş Karahasan

Gürcistan sorunu yüreğimizi dağladı. Siviller öldü, evsiz kaldı; bebekler, nineler acılar içinde ağladı. Bizler yine tam bir ‘dezenformasyon’ içinde, neler olduğunu tam olarak anlayamadan, cahil tanıklar olmaya mahkum edildik. Öğrendik ki Başbakanımız, Putin’in telefonuna yanıt alamadı. Aynı günlerde Sarkozy, Medvedev’le yan yana basın toplantısına çıkıp savaşın bittiğini duyurdu. İki büyük güç, yan yana gövde gösterisi yaptı.

Başbakan, telefonuna çıkmayan Putin’le diyaloğu kurtarmak için, ani bir kararla Rusya’ya uçtu. Ortalık şimdilik duruldu. Bu krizde, tam bilgi verilmeyen kullar olma durumumuz, bir kez daha netleşti. Oysa, dünyada zarlar yeniden atılıyor. Şark-garp farkı giderek daha net bir biçimde ortaya çıkıyor. Güçlüler gücünü daha da artıracak beraberlikler inşa ediyor. Liderlerin kimisi zalimlikle, kimisi akıllı stratejilerle yerini sağlamlaştırmaya çalışıyor.

Güçlü ülkelerde yola çıkılırken esaslı stratejiler yapılıyor. Planlar, taktikler hazırlanırken tarihten ders alınıyor. Gelecek kurgulanırken küçük hesapların ötesine geçiliyor. Ulusal, kıtasal hatta küresel güç dengeleri en ince ayrıntısıyla hesaplanıyor. Bu coğrafyalarda kamuoyu er geç hesap soruyor, bu yüzden kural tanımamanın da bir sınırı oluyor.

Ülkenin geleceğini bağlayacak adımlar, derin bilgi ve deneyimi olmayan, kulaktan dolma kavramlarla fikir beyan eden danışmanların etkisiyle alınmıyor.

Dış politikada sağlam adımlar atan Sarkozy, örneğin, derme çatma yüzeysel bilgileri, bağıra çağıra matah bilgilermiş gibi satan uzmanların gemisine binmiyor. Jacques Attali gibi danışmanların başkanı o. Gittiği yerde krallar gibi karşılanıyor. Büyük anlaşmalara imza atıyor.

DİNAMİKLER DEĞİŞİYOR

Yöneticiler, çalıştırdıkları elemanlar kadar kaliteli iş yapabiliyor. Ortadoğu ve Balkanlar’ın süper gücü olma hayalimiz bir türlü gerçekleşmedi. Türki Cumhuriyetlerin lideri olma hedefinden de Demirel döneminden başlayarak adım adım uzaklaşıldı.

Dünyada yeni kamplar var. Tüm dinamikler hızla değişiyor. Türkiye de yaratıcı olmalı. Zeki stratejiler, şaşırtıcı taktikler bulmalı.

Başbakan, bir yönetici olarak bilimsel bir beyin takımı kurmak zorunda. Bu bağlamda, Sarkozy örneğini yakından inceleyebilir. Yeni dünya düzenini anlayacak, bilgili, kıvrak zekâlı, şark-kurnazlığı yapmadan savaş sanatında uzmanlaşmayı başarmış insanları yanına alarak gücünü artırabilir; hem ülkemize hem bölgemize önemli kalıcı katkılar sağlayabilir.