Dünya ekonomisinin gelişiminin ana yönlerine ilişkin analizlerden anlaşılacağı üzere, 21. yüzyılın önemli finans, mal ve bilgi akışı ABD-Avrupa-Asya üçgeni üzerinde yoğunlaşacaktır. Günümüzde, özellikle Asya ile Avrupa arasındaki mal dönüşümü 2 trilyon ABD dolarını geçmiş, 200 milyar ABD doları sadece ulaşım masrafına harcanmıştır ve ulaşımın önemi gitgide artmaktadır. Bu doğrultuda, TRACECA – Transport Corridor Europe Caucasus Asia – (Avrupa-Kafkasya-Asya Ulaştırma Koridoru), Avrupa Birliği tarafından, zengin kaynaklara sahip Orta Asya cumhuriyetlerini Kafkasya üzerinden Avrupa’ya bağlamayı hedefleyen ağırlıklı olarak demiryolu olmak üzere tüm ulaşım sistemlerini kapsayan bir Doğu – Batı Koridorudur. TRACECA, uluslararası kuruluşlardan büyük mali ve teknik destek alan Avrasya bölgesi ulaşım koridoruyla ilgili tek projedir. Avrupa Birliği’nin yeni bağımsız devletlere yönelik politikasının temel taşlarından biri olan TRACECA programı, “21. Yüzyılın İpek Yolu Projesi” olarak adlandırılıyor.
TRACECA’nın amaçları, Avrupa, Karadeniz bölgesi, Kafkasya, Hazar Denizi bölgesi ve Asya’da ekonomik ilişkilerin, ticaretin ve ulaştırma bağlantılarının gelişimine yardım etmek, uluslararası karayolu, demiryolu ve denizcilik pazarına girişi garantilemek, trafik güvenliğini, kargo ehemmiyetini ve çevresel korunmayı garanti etmek, ulaştırma alanında ulaştırma politikalarını ve yasal yapıyı uyumlaştırmak, ulaştırma işlemleri arasında eşit rekabet oluşturmak şeklinde belirlendi. Bu amaçlar doğrultusunda hazırlanan çok taraflı Temel Anlaşma (MLA), 1998 yılında Azerbaycan’da düzenlenen “TRACECA Zirvesi- Tarihi İpek Yolu Restorasyonu”nda imzalandı ve 2000 yılında da Gürcistan’da Hükümetlerarası Komisyon (IGC) kuruldu. TRACECA’ya üye ülkeler arasında Türkiye, Ukrayna, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan, Romanya, Moldova, Moğolistan, Kırgızistan, Kazakistan, Gürcistan, Bulgaristan, Azerbaycan ve Ermenistan yer alıyor. Türkmenistan, üye olmamakla birlikte programa katılıyor. Afganistan ve İran’ın da dâhil edilmesi öngörülüyor.
Projede Türkiye, Avrupa’nın Orta Asya ve Kafkasya’ya ulaşımı için olanaklar sunması bakımından merkezi bir rol oynuyor. Bu kapsamda, TRACECA ulaştırma koridorunun Asya-Avrupa bağlantısını sağlayacak kolu olan Kars-Tiflis-Bakü (BTK) demiryolu projesi, Başbakan Tayyip Erdoğan, Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından Şubat 2007’de Tiflis’te imzalandı. BTK projesi, Türkiye ile Gürcistan arasında doğrudan demiryolu bağlantısı kurmak ve mevcut demiryolu hattıyla Gürcistan üzerinden Türkiye ile Azerbaycan, Orta Asya, Çin ve Moğolistan arasında demiryolu bağlantısı oluşturmak amacını taşımaktadır. Orta Asya ve Hazar enerjisinin dünya pazarına ulaştırılması konusunda Rusya’ya bağımlılığı azaltmak için alternatif enerji hattı projelerini destekleyen ABD, Kars-Tiflis-Bakü demiryolu hattı projesine önce destek verdiği halde sonradan finans sağlamayarak tercihini Ermeni diasporasından yana kullanmıştır. Ermeni lobisinin bu yönde faaliyetleri sonucu 2006 yılında ABD’de BTK projesine destek verilmemesi yönünde bir yasa dahi çıkarılmıştır. Ermenistan’ın ABD Kongresi’ndeki lobisi kanalıyla ABD finans kuruluşlarına baskı yaparak projeye kredi verilmesini önlemesinden sonra, üç ülke, demiryolunu kendi imkânları ile yapmaya karar verdi. Bölge taşımacılığının bu hat vasıtasıyla Türkiye üzerinden Avrupa’ya ve Asya’ya açılacak olması nedeniyle, BTK, sadece ekonomik açıdan değil, siyasi açıdan da önem taşıyor. Kafkasya, Orta Asya, Uzakdoğu ve Avrupa arasındaki nakliyenin önemli bir bölümü Türkiye üzerinden sağlanacak. Türkiye, Ortadoğu ve Kafkasya’daki enerji kaynaklarının dünyaya ulaşmasında önemli bir köprü konumunun yanında, bu proje ile ulaşımda da stratejik pozisyonunu artıracak. Demiryolu projesi, üç ülke halkı için de önemli ekonomik getiri sağlayacak. Rusya ile Türkiye arasında da bir ulaşım koridoru haline gelebilecek olan BTK hattı, hem Azerbaycan, Nahçıvan ve Türkiye’yi birleştirecek hem de Asya ile Avrupa arasında ulaşım koridoru rolünü üstlenecek. BTK, Tiflis üzerinden Türkiye’nin Akdeniz limanı Ceyhan’a varacak olan BTC petrol boru hattı ve henüz yapımı tamamlanmamış olan Tiflis ile Erzurum arasındaki doğalgaz boru hattının ardından, Azerbaycan’ın Hazar Denizi ile Avrupa kıtası arasındaki üçüncü bağlantısı olacak.
Diğer taraftan, bu üç ülkenin yanı sıra, Kazakistan’ın da projeye dâhil olması bekleniyor. Kazakistan’ın BTK Demiryolu’na katılması için Tiflis’te konuyla ilgili bir görüşme dahi gerçekleştirildi. Kazakistan, demiryoluna destek vermek için Çin’le de ilişkili. Batı Kazakistan’daki Aktau Limanı’nı Çin’le birleştiren Dostık-Aktau demiryolu gerçekleştikten sonra Kafkas ve Avrupa’ya, Kazakistan ve Çin yüklerinin taşınmasını sağlayacak. Bu nedenle, projeye ilgi duyan Pekin de, Rus topraklarını by-pass ederek mallarını Güney Kafkasya ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırmayı planlıyor. Bu durumda BTK Demiryolu gerçekten ‘‘Demirden İpek Yolu’na dönüşecek. Kazakistan’ın demiryoluna katılması diğer Orta Asya Cumhuriyetleri ve Güney Doğu Asya ülkelerinin de demiryoluna katılmasını sağlayabilir.
Rusya ve Çin’in ekseninde Orta Doğu ve Kafkaslarda etkin bir taşımacılık pazarına sahip olmak isteyen İran, Türkiye veya Türkiye üzerinden Avrupa’ya gitmek amacıyla İran topraklarına giren, Orta Asya trafiğini güçleştirerek Türkiye’yi bu kârlı ticaretten dışlamak istemektedir. Bu amaçla Orta Asya’ya hizmet sunan Türk karayolu araçlarına karşı caydırıcı ve maliyet yükseltici davranışlar içersindedir. Bunun yanı sıra asıl önemli faaliyeti Orta Asya ulaşımını kuzey-güney aksına çekmek istemesidir. Bu amaçla Sarakhs (Türkmenistan)-Meşhet (İran) demiryolu hattını tamamlayıp, Orta Asya ülkeleri ile bağlantısını kurmuştur. Bu gelişmelerin yanı sıra Rusya, Azerbaycan ve İran, “Kuzey-Güney” Uluslararası Ulaşım Koridoru çerçevesinde Kazvin-Reşt-Enzeli-Astara Demiryolu Hattının inşaatına ilişkin bir anlaşma imzalamışlardır. Proje Tahran’ı Azerbaycan üzerinden Rusya’ya (bir ölçüde de Türkiye’yi by-pass ederek Avrupa’ya) bağlamayı hedeflemektedir. Aynı amaçlar doğrultusunda İran, Tükmenistan ve Kazakistan ile yeni bir demiryolu ağı projesini hayata geçirmeye çalışmaktadır.
Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Kerimov’da ülkesinin Türkmenistan, Kazakistan ve İran İslam Cumhuriyeti arasında kurulacak yeni demiryolu ağına bağlanmak istediğini açıkladı. Kerimov Türkmenistan’ın başkenti Aşkabad’da Türkmen Devlet Başkanı Gurbankulu Berdimuhammedov ile görüşmesinin ardından muhabirlere yaptığı açıklamada, Taşkent’in Türkmenistan, Kazakistan ve İran arasında kurulacak yeni demiryolu ağına bağlanmasıyla Avrupa ülkelerine açılımının sağlanacağını belirtti. Türkmenistan, Kazakistan ve İran arasında demiryolu ağı kurulması anlaşmasının ilk aşaması Türkmenistan-Kazakistan arasında imzalandı. Türkmenistan, Kazakistan ve İran arasında kurulacak yeni demiryolu ağı projesinin üçlü anlaşma metni de Tahran’da düzenlenen Hazar denizine kıyısı olan ülkeler liderler oturumunda İran, Türkmenistan ve Kazakistan Cumhurbaşkanları arasında imzalandı.
Öte yandan, projede kaybeden iki ülkeden biri Rusya, diğeri ise Ermenistan. 1988-1994 yılları arasında Türkiye ve Azerbaycan yerine, Rusya’ya yaklaşan Ermenistan, tek taraflı bağımlılıktan kurtulmanın yollarını arıyor. Çünkü borçları nedeni ile Rusya, Ermenistan’ın stratejik kurumlarına el koyuyor ve Ermenistan’ı etki alanından çıkarmamak için çalışmalarını sürdürüyor. Bilindiği gibi, Azerbaycan topraklarını işgal etmesi nedeniyle Ermenistan, başta Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı olmak üzere Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı ve BTK Demiryolu Projeleri’nin dışında kalmıştı. Ermeniler bugün, bölgesel işbirliğine hazır olduklarını ifade ederken, Azerbaycan, topraklarından çekilmediği sürece Ermenistan’la bu tür bir işbirliğine sıcak bakmıyor. Diğer taraftan, Dağlık Karabağ sorununun çözülmesi halinde, Ermenistan’ın bölgesel ve uluslararası projelerde yer alabileceği de vurgulanıyor.
Projeyi hararetle destekleyenlerden Özbekistan gibi ülkeler, bu yolu özellikle Avrupa’ya açılan bir kapı gibi görmekte ve özellikle İran gibi ülkelerin ‘‘Doğu-Batı’’ ekseni yerine ‘‘Kuzey-Güney’’ ekseninde alternatif yollar arayışlarına destek vermemektedir. Diğer yandan ABD’nin başta desteklediği sonradan kredi konusunda sorun çıkardığı BTK demiryolu projesinde somutlaşan tutumu, sadece Ermeni diasporasının yürüttüğü ve başarılı olduğu faaliyetlerle açıklanamaz. Bu tutumun, Avrupa Birliği’nin TRACECA projesi ile belirginleşen Orta Asya açılımı ve küresel çekişme ile bağlantısı olduğu gibi bir izlenim vermektedir. Bu büyüklükteki küresel bir proje çok yönlü çıkarlar ve çatışmalar barındırmaktadır. ‘‘21. Yüzyılın Demirden İpek Yolu’’ olarak tanımlanan TRACECA projesine üye ülkeler, projeye Avrupa pazarına açılmada ilave bir bağlantı olma ve küresel ticarete entegre olma açısından stratejik bir önem vermektedir. Ayrıca TRACECA Programı anlaşmalarda transit ücretlerini rekabetçi seviyede tutarak, hükümetler ve ulaştırma sektörü arasında yakın bir işbirliği ve bağlantılar yaratmış ve de sınır geçişleri prosedürlerini kolaylaştırmıştır. TRACECA koridorundaki, Batı-Doğu yönünde en kısa, potansiyel en hızlı ve en ucuz kara ulaştırması bağlantısı olmasından dolayı, yük taşımacılığındaki artış nakliyecilerin bu rotaya ilgisini göstermektedir. Bu da bize projenin hayata geçirilmesinin bölgedeki ülkelerin tamamına yakınını memnun edeceğini gösteriyor.
Türkiye proje kapsamındaki stratejik konumuna uygun olarak Pekin’den Paris’e aynı vagonla ulaşım konseptiyle çalışmalarını kararlılıkla sürdürmektedir. İstanbul Boğazı’ndan Asya’yı Avrupa’ya bağlayacak 2.2. milyar dolar bütçeli Marmaray tüp geçit projesinin uygulaması hızla devam etmektedir. Kars Tiflis Baku hattı kapsamında doğusunda yapılacak yollar ve rehabilitasyon işlerinin ihalesini de tamamlamıştır. Ve bu gün Cumhurbaşkanımızı katılımı ile temel atma töreni yapılmaktadır.(21.11.2007) Kardeş ve dost Orta Asya ülkelerinin de sisteme direkt veya dolaylı entegrasyonu projeyi daha güçlü yapacaktır. Her yönüyle büyük bir stratejik kazanım olan bu açılım dünyadaki sosyal ve ekonomik barışa, sürdürülebilir kalkınmaya büyük ivme katacaktır. Türkiye izlediğimiz perspektifte görüldüğü gibi projedeki kilit rolünün gerektirdiği sorumluluğun bilincinde aktif çalışmalarını ciddi bir ivedilik içerisinde sürdürmektedir.