Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ikincilliğini kararlarında vurgularken, kendisinin bir temyiz makamı olmadığını, asıl olanın bireyin uğradığı hak kaybını, kayba uğradığı ülkede ve bu ülkenin iç hukukuna göre çözmesi gerektiğini belirtmiştir. Ancak bu iç hukukun sözleşmeye uygun olması gerekmektedir. Sözleşmeye taraf birçok ülke bu etkileşim sayesinde iç hukuklarını sözleşmeye uyarlamışlardır. 2007 yılı rakamlarına göre Mahkemenin önünde bulunan 105 bin başvurudan 9.900 başvuru ülkemiz aleyhine yapılmış olup bu rakam mevcut dosya sayısının %9.5’lik kısmına tekabül etmektedir. Bu başvuruların daha da azaltılması için Ülkemizin iç hukukunu sözleşme ve mahkeme içtihatlarına uydurulması zorunludur. Son dönemde buna yönelik olarak birçok yasal değişiklik yapılmış olup Ceza Yargılaması yasasının da tamamen değişiminin bir amacı da bu dur işte bu değişimin boyutları ile yeterliliği bu çalışmanın konusudur…”

Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı Turan GÜZELOĞLU’nun (www.diyarbakir.adalet.gov.tr) web adresinde yayınlanan ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarını değişik boyutlarıyla inceleyen makalesinin tam metnine aşağıdaki başlığın üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz:

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarının Ceza Yargılaması Yasasına Yansımaları